Sayfalar

17 Nisan 2013 Çarşamba

Balıkların Anatomisindeki Düzen, Yaratılış'ın Delillerindendir

Su, havadan 800 kez daha yoğun bir ortamdır.48 Bu yüzden suda hareket etmek de son derece zordur ve yüksek enerji harcamayı gerektirir. Buna karşın balıklar suyun içinde son derece kıvrak ve hızlı hareket ederler. Üstelik suyun yoğunluğu yüzdürme kuvveti sağlayarak, denizde yaşayan canlılara bir avantaj sağlar. Böylece yerçekimiyle çok küçük çapta mücadele etmeleri gerekir ve balığın tüm kas gücü, ileriye doğru hareket etmek için kullanılır. Ayrıca balığın yüzebilmesi için fazla bir hareket yapmasına gerek yoktur; bunun için kuyruğunu sağa ve sola hareket ettirmesi yeterlidir. Ancak basit bir kuyruk hareketi gibi gözüken yüzmenin ardında, adeta mühendislik hesapları ve fizik kanunlarıyla ayarlanmış özel yapılar mevcuttur. Bu yapılardan bir kısmı şöyledir:



Omurga ve Kas Yapıları:

Balıklar, sabit halde yüzerken aniden yüksek hızlara ulaşabilmek için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyarlar. Ani hızlanabilmek onlar için çok önemlidir; çünkü avcı hayvanlardan kaçabilmek için buna ihtiyaçları vardır. Bazı küçük balıklar, durma konumundayken, saniyenin 20'de biri kadar kısa bir sürede maksimum hızlarına çıkabilirler. Bu sırada ürettikleri itme kuvveti kendi ağırlıklarının 4 katı kadardır. Son model arabaların dahi 0 km'den 100 km hıza 4-6 saniye arasında çıkabildikleri dikkate alınırsa, balıkların ne denli verimli yüzdükleri daha iyi anlaşılır.
     
 
SUDA YAŞAMAYA UYGUN YAPILARI
Balıklar, karadan tamamen farklı olan deniz ortamına uyumlu şekilde yaşamak üzere yaratılmışlardır. Yüzgeçler, balığın yerden kalkması ve ileriye doğru hamle yapabilmesi için müthiş bir hareket kontrol sistemi oluşturur. Yüzme kesesi canlının yüzebilmesini sağlar. Solungaç ve solungaç kemerlerinden oluşan kompleks solunum sistemi balığın sudaki mevcut oksijeni almasını sağlar. Aşırı derecede hassas yan çizgiler ise, balığın av ve avcıları tespit edebilmesi için gereklidir. Balıklardaki bu muhteşem yapılar, birbirinden eşsiz güzellikler yaratmaya kadir olan Cenab-ı Allah'ın hayranlık uyandıran sanatıdır.
 
     
Ayrıca balıklar suyun içinde çoğu zaman akıntıya karşı hareket etmek zorunda kalırlar. Suyun mevcut direncine, bir de güçlü akıntıların oluşturduğu kuvvet eklendiği halde, balıklar bu zorluğun da üstesinden gelerek yüzmeye devam ederler. Balıkta böyle bir gücün ortaya çıkmasını sağlayan, omurgasının ve kaslarının özel yapılarıdır. Omurga balığın vücudunun dik durmasını, ayrıca yüzgeçlerin ve kasların kendisine bağlanmasını sağlayacak bir yapıya sahiptir. Eğer böyle olmasaydı balıkların suda hareket etmeleri imkansız hale gelirdi.
     
 
Balıklar Nasıl Yüzer?
Balıklar üstteki örnekte de görüldüğü gibi genellikle S şeklini alarak yüzerler. Balığın omurgasının iki yanı boyunca sıralanan kaslar birbiri ardınca hareket eder ve bir dalga hareketi meydana getirirler. Hareket kafanın yana doğru hafif titretilmesi ile başlar ve kuyruğun geniş dönme hareketi ile son bulur. Bu, balıklar için en verimli ve en zahmetsiz yüzme şeklidir. Bu özel yüzme vesilesi ile balıklar istedikleri zaman hızlanabilir, yavaşlayabilir, istedikleri doğrultuda rahatça yüzebilirler.
Balıkların Algı Sistemi
Balıkların sinir sistemi, dış dünya ile bağlantıyı yan kısımlarda bulunan ve küçük deliklerden oluşan ince şerit ile sağlar. Bu kusursuz algı sistemi, canlının varlığını sürdürebilmesi için gerekliir ve canlıyı yoktan yaratan Allah'ın eseridir.
1- Balıklarda 6. duyu gibi hareket eden yanal çizgiler
 
     
Yüzen bir balık, vücut çatısı için iskelete, kuvvet için kaslara, itme kuvveti ve yön verme için yüzgeçlere ihtiyaç duyar. Balığın iskeletinde nispeten daha durağan olan kafatası, vücudun bir destek noktası olarak görev görür. Omurga balığın hareketi için çalışan bir kaldıraç olarak işlev görürken, kaslar yüzmek için güç sağlar. Balığın %80'ini oluşturan kaslar, balığın her yöne hareket edebilmesi için çeşitli şekillerde düzenlenmiştir. Böylece kas gücü baş kısmından kuyruğa kadar bir dalga şeklinde iletilir ve vücudun tam bir koordinasyon içinde çalışması sağlanır.

Hava Keseleri:

Balığın yalnızca omurgasının özel bir yapıya sahip olması, yüzebilmesi için yeterli değildir. Çünkü balığın su içindeki tek hareketi ileri geri değildir; eğer bir balık su içinde aşağı yukarı da hareket edemezse yaşayamaz. Balık suyla aynı yoğunluğa sahipse aynı derinlikte tutunmayı başarabilir ancak yoğunluğu daha az ise, yüzeye doğru yükselir; daha çok ise derine doğru çekilir. Pek çok balığın vücudunda bu etkiyi kontrollü olarak sağlayacak hava keseleri vardır. Balıklar vücutlarındaki bu keseleri hava ile doldurarak kısa sürede derinlere inebilir veya havayı boşaltarak su yüzeyine doğru çıkışa geçebilirler. Balık derinlere indiğinde, suyun balık üzerindeki fiziksel etkileri de değişir ve hava keselerinin ikinci bir hayati önemi daha ortaya çıkar. Değişen şartlara hava kesesindeki gazın azaltılıp, çoğaltılmasıyla uyum sağlanır. Bu kese sayesinde balık her seviyede kendini dengeleme olanağı elde eder.
     
  1- Bir balığın sudaki yoğunluğa göre suyun yüzeyinde veya derinlerinde kalabilmesini sağlayan kontrol sistemi hava keseleriyle düzenlenir. Balıklar bu keseleri hava ile doldurarak derinlere inebilir, keseledeki havayı boşaltarak da yüzeye çıkabilir. Bu hareket önemlidir; çünkü balığın hayatta kalabilmesi için ileri-geri hareket şeklinin dışında yukarı-aşağı da hareket edebilmesi şarttır.
Balıklar Nasıl Nefes Alır?
Balıkların sudaki oksijeni alabilmek için özel solungaçları vardır. Farklı balıklarda farklı solungaçlar bulunsa da, solungaçların görevi hep aynıdır. Solungaçların içinde bir perde gibi uzanan solungaç kemerleri bulunur. Bu kemerler kılcal damarlarla donatılmıştır. Balığın aldığı su, temizlendikten sonra solungaç kemerlerine gelir, erimiş oksijen buradan damarlara geçer. Aynı anda karbondioksit dışarı atılacak olan suya verilir. Suda yaşayan her canlının aldığı her nefes, tüm diğer canlılarda olduğu gibi, onları yoktan var eden Yüce Allah'ın koruması altındadır.
2- Su ve karbondioksit çıkışı
3- Ağız
4- Su ve oksijen girişi
5- Solungaç
 
     
Bazı balıklarda yüzme kesesinin başka görevleri de vardır. Bu kese, balığın çıkardığı sesi çoğaltabilir, kulağın duyma yeteneğini geliştirebilir. Kulağa bağlanan yüzme kesesi, doktorların kullandıkları stetoskop gibi, mekanik ses yükseltici benzeri bir işlev görür.

Yüzgeçler:

Balıkların ağırlık merkezleri genellikle hava keselerinden geçecek şekilde yaratılmıştır. Hava kesesinin şişirilip boşaltılması esnasında, vücut dengesi bozulursa, yüzgeçlerin çok küçük hareketleriyle, balık yeniden dengesini sağlayabilir veya istediği pozisyonda durabilir.
Yüzgeçler, araları ince zar biçiminde dokularla örülü uzantılardır; bunlar çok ufak kaslar yardımıyla katlanabilir veya uzayabilirler. Bunların her birinin vücut üzerindeki dağılımı, belli bir denge ve kumanda gücü sağlayacak şekilde düzen içindedir. Örneğin kuyruktaki yüzgeç dümen görevi yapar ve balığın su içinde yönlenmesini sağlar. Vücudun iki yanındaki sırayla büzülen kas şeritleri sayesinde, kuyruk bir yandan diğer yana, hızla, kırbaç gibi sallanabilir. Böylece balığın gövdesini yalpalatarak, su içinde itici güç oluşturur.
     
 
Balıkların Yüzgeç Tipleri
Yüzgeçler çok ufak kaslar yardımıyla katlanabilir veya uzayabilirler. Kuyruktaki yüzgeç dümen görevi yapar. Dikey yüzgeçler sabit durmak için gereklidir. Sırt ve geri yüzgeçleri balığın dik durmasını ve su içinde istediği yöne gitmesini sağlar. Göğüs ve leğen yüzgeçleri asıl olarak denge için kullanılır. Karın bölgesindeki yüzgeçler balığın kolu bacağı gibidir. Balık bunları kullanarak ileri-geri hareket eder, gerektiğinde fren yapar.
1- Bu balık türü yüzgeçlerini kullanarak sığ sulardaki kayalara yapışır ve buralara yumurtalarını bırakır.
2- Siyam balığı gereğinden büyük olan yüzgeçlerini dişiyi etkilemek için kullanır.
3- Üçayak (tripod) balığı, alttaki yüzgeçlerini ayak gibi kullanarak zemide hareketsiz kalır ve avını bekler.
 
     
Balığın hızı da kuyruk sallama sıklığı ile doğrudan orantılıdır. Bir balık ne kadar çok kuyruk sallarsa, hızı da o kadar artar. Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Richard Bainbridge, 32 cm boyundaki bir balığın uzunca bir süre saatte 13 km hızla hareket edebildiğini tespit etmiştir. 49
Dikey yüzgeçler esas olarak sabit durmak için gereklidir. Sırt ve geri yüzgeçleri balığın dik durmasını ve su içinde yön değiştirmesini sağlar. Balık suda durduğu zaman çiftler halindeki göğüs ve leğen yüzgeçleri asıl olarak denge için kullanılır; kimi zaman ileri doğru hızlı hareket için de kullanılabilir. Balık, manevralarını da bu ikili yüzgeçler sayesinde yapabilir. Karın bölgesindeki yüzgeçler, balığın kolu bacağı gibidir; suyun içinde ileri geri hareket etmesini ve sudaki düzeyini tayin etmesini sağlar. Balık bu yüzgeçlerinden birini diğerinin aksi yönünde hareket ettirdiğinde etrafında dönmesi mümkün olur, ayrıca yüzgeçler fren görevi de yapar. Balık bunların her ikisini, bir anda ileri doğru atarak gövdesini hareketsiz hale getirebilir.
nehir manzarası
1 - Aykuyruk orfoz 2- Palyaço balığı 3 - Royal Angel fish 4 - Akrep balığı 5 - Queen Angelfish (Holacanthus ciliaris) 6 - Sincap balığı 7 - Broomtail wrasse 8 - Siyah benekli sweetlips
Balık yüzmek için kuyruğunu salladığında, normal şartlarda balığın ön tarafının, arka kısmın tam tersi yönde ve aynı şiddette savrulması gerekir. Ancak balık böyle sarsıcı bir etkiyle karşılaşmaz; çünkü balıkların vücutlarının ön tarafı bu sert etkiyi ortadan kaldıracak bir denge sistemi ile yaratılmıştır. Ayrıca su, hareket esnasında baş tarafa dikey bir kuvvetle etki eder. Tüm bunlar baş kısmın su içindeki salınımının, kuyruk kısmındakinden daha küçük olmasına neden olur. İki taraf arasındaki bu farklılık, balığın su içinde dengeli biçimde hareketini sağlar.
Balığın ileri doğru hareket hızı, yüzgeçlerin sağ ve sol yanlara gidiş geliş hızı ile de doğrudan bağlantılıdır. Yüzgeçler omurga eksenine yaklaştıklarında hız artar, uzaklaştıklarında da azalır. Bu sayede su altında sakin duran bir balık tehlike anında, aniden müthiş bir hızla harekete geçebilmektedir. Örneğin küçük bir tatlı su balığı durgun haldeyken, 1 saniye içinde 10 vücut boyu kadar ileri fırlayabilir. 20 cm boyundaki bir balık ise saatte 8 kilometre hıza ulaşabilir.50
Darwinistlerin iddiası, insan teknolojisinin bir benzerine bile ulaşamadığı yüzgeçlerdeki yapı ve işlevin sözde tesadüfen meydana geldiği yönündedir. Bu iddiaya göre tesadüfler, istisnasız her balıkta tamamen birbirine simetrik yüzgeçler var edecek, onlara birbirine uygun işlevler yükleyecek ve canlının yaşamı için son derece gerekli olan bu yapıları hatasız ve kusursuz olarak yoktan var edecektir. Tesadüflerin böyle bir gücünün olmadığı ise çok açıktır. Darwinistlerin Allah inancını reddebilmek, Yaratılış gerçeğine karşı çıkabilmek için şuursuz ve bilinçsiz tesadüfi olaylara yükledikleri görev, işte onları bu derece küçük düşürmektedir.
nehir manzarası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder