Sayfalar

17 Nisan 2013 Çarşamba

Okçu Balığının Avlanma Tekniği

Okçu balığı, en şaşırtıcı avlanma taktiğine sahip canlılardandır. Balık su altında yüzeyin hemen yakınında, yukarıdaki yapraklara bir böceğin konmasını bekler. Böceği tam olarak hedeflemesinin ardından ona doğru su fışkırtarak böceğin suya düşmesini sağlar ve afallayan böceği hemen avlar.
Bazı okçu balıkları yaprakların üzerindeki böcekleri, zıplayıp havalanarak da yakalayabilirler. Bu avlanma şekli oldukça hassas ayarlamalara dayanır. Öncelikle balığın suyun içinden havada bulunan canlının yerini doğru şekilde belirlemesi gerekir. Çünkü ışık, yoğunluğu farklı ortamlar arasında geçiş yaparken kırılır, açı değiştirir ve yanılmalara neden olur. Buna suyun içine uzattığımız bir sopanın su içindeki kısmının görüntüsünün kırılmış gibi durmasını örnek verebiliriz.
Okçu balığı ise bu açı sapmasını adeta "hesaplar" ve ona göre nişan alır. Fizikte kırılma indisi olarak bilinen faktör balığın hedefini vurmasını engellemez. Ayrıca balığın ağzındaki suyu püskürtme sistemi de hayranlık uyandırıcıdır. Balık aynı zamanda böceğin su üzerinde nereye düşeceğini de mükemmel şekilde hesaplar. Avların ağırlıkları farklılık gösterdiği için düşme hızları da farklı olur. Bu durum ise balığın vereceği kararı daha da karmaşık hale getirir. Balık ise her av için ayrı hesaplar yapar ve avını başarıyla yakalar.
Bu üstün avlanma tekniği, balık için yaratılmış özel bir sistemdir. Yüce Rabbimiz'in bu balık türü için var ettiği muhteşem bir sanattır.
 
     
     
 
1 - Yunuslar, başlarında bulunan "melon" (kavun) adındaki özel bir organdan, sıklığı saniyede 200 bin titreşime ulaşan ses dalgaları yollar. Canlı, kafasını hareket ettirerek dalgaları istediği tarafa doğru yönlendirebilir. Bu sonar sistemi o kadar hassastır ki yunuslar kumun altına gizlenen bir balığı bile kolaylıkla bulabilirler.
2 - Yunuslar kendilerinden 3 km ötedeki iki ayrı metal parayı birbirinden ayırt edebilirler. Bunun sebebi sahip oldukları sonar sistemidir. Sonar sistemi vesilesiyle yunuslar, karanlık sularda bile cisimlerin şeklini, büyüklüğünü, hızını ve diğer detaylarını algılayabilirler.
Yunusların yaptıkları iş ses dalgaları yaymaktır. Sonar dalgası bir engelle karşılaştığı zaman yansıyarak yunusa geri döner ve yunus o nesne hakkında bilgi sahibi olur. Böylesine bir algı sistemini yoktan var etmek, tüm alemleri "Ol" emri ile yaratmış olan Yüce Allah için elbette ki çok kolaydır.
3 - kavun isimli organ
4 - Yaşayan en büyük canlı olan balinalar tıpkı yunuslar gibi sahip oldukları sonar sistemini mükemmel şekilde kullanırlar. İnsan kulağının duyabildiğinin 10 misli yüksek frekanslı sesleri duyabilir, gerektiğinde kendileri de etrafa ses dalgaları gönderip av ve tehlike tespitinde bulunabilirler. İnsanların anlamaya ve taklit etmeye çalıştıkları bu muhteşem sistem, balinalarda yüzbinlerce yıldır varlığını korumaktadır.
5 - Beluga balinalarının başlarının üstünde bulunan kavun isimli organ (üstte) yumuşaktır ve farklı yoğunluklarda yağlar içerir. Bunun ses dalgalarını şekillendirmeye ve yönlendirmeye yaradığı düşünülmektedir.
 
     
     
 
1 - Soğuk su akıntılarında ve göllerde yaşayan alabalık, yumurtalarını uygun bir deliğin içine yerleştirir. Bunu yapabilmek için yumurtalarını yerleştireceği bölgeye bir çukur kazar. Erkek alabalık ise bu sırada yakınlarda bir yerde avcılara karşı nöbet beklemektedir.
2 - Bazı türlerde yumurtaları muhafaza etmek için en uygun yer, balıkların kendi ağızlarıdır. Yumurtaların balığın ağzında muhafaza edildiği evre kuluçka evresidir. Yanda görülen çene balıkları, kuluçka dönemindeyken hiçbir şey yemezler. Yavruların yumurtadan çıkışına kadar geçen süre dişi için oldukça zorlu bir dönemdir. Fakat ağızda kuluçka yapan türler bu üstün fedakarlığı mutlaka en mükemmel şekilde yerine getirirler.
Onlara böylesine güçlü bir fedakarlık ve koruma duygusunu veren kuşkusuz ki alemlerin hakimi olan Yüce Rabbimiz Allah'tır.
3 - Kıyıya yakın yaşayan iğne balıklarında yumurtaların taşıyıcısı erkektir. Erkek balık yumurtaları düzgün bir şekilde vücudunun üzerine dizer ve yavrular yumurtadan çıkıncaya onları korumaya alır.
4 - Köpek balıklarının bazı türlerinde döllenmiş yumurtalar bir süreliğine annenin bedeninde bulunan bir kesede saklanır. Dişi köpek balığı bir süre sonra bu yumurtaları küçük keselere yerleştirerek su yosunlarının arasına bırakır. Kesenin içindeki embriyolar burada oldukça korunaklıdırlar. Yavrular gelişip 10 cm'ye ulaştıklarında oldukça sağlıklı bir şekilde keselerden çıkar ve okyanus akıntıları içindeki yerlerini alırlar.
5 - Sarı balık (bullhead) kayalıklarda bulunan boşluklara yumurtalarını bırakır. Oyuklar, yumurtalar için oldukça korunaklı yerlerdir. 1 ay boyunca erkek balık yumurtaları korur ve onları sürekli havalandırır. Canlının, yumurtaların korunacağı yeri kendi aklı, becerisi veya tecrübesi ile tespit edemeyeceği açıktır. Korunma yöntemlerini canlılara ilham eden, Yaratıcımız olan Allah'tır.
 
     
     
 
1 - Nehirlerin çakıllı tabanlarına bırakılan somon yumurtaları bir süre sonra renk değiştirmeye başlar. Bu, yakındaki göle doğru ilk yolculuğun başlaması demektir. Burada en az bir yıl kalan yavrular daha sonra denize doğru yönelirler.
2 - Bir somon balığının hayat döngüsü
3 - Yumurtalarını bırakmak üzere doğduğu tatlı su nehrine uzun ve zorlu bir yolculuk yapan dişi somon balığı, kuyruğu ile açtığı 45 cm derinliğindeki deliğe yumurtalarını bırakır. Yumurtaların bol oksijen alması için hızlı akan ve akıntısı çok olan suları tercih eder. Bir seferde 8.000 yumurta bırakan dişi somonların ardından gelen erkek somonlar bu yumurtaların üzerlerine "milt" denen bir sıvı bırakarak onları döller ve dişi somon bunların üstünü kumla kaplayarak korumaya alır. Somonların yumurtalarını bırakmak için şelalere ve hatta akıntıya karşı gerçekleştirdikleri uzun yolculuk ise gerçek anlamda mucizedir. Somonlar, Allah'ın rahmeti ile bu olağanüstü beceriye sahiptirler.
De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır?... (Fatır Suresi, 40)
 
     
Sonuç olarak, kutu balığının özel yapısı esas alınarak kendi büyüklüğünde, Dünya'nın en aerodinamik arabası ortaya çıkarılmıştır. Elbette bu arabanın en önemli avantajı ciddi bir yakıt tasarrufu sağlaması olmuştur.
Kutu balığının otomotiv sektörüne yön veren özellikleri göstermektedir ki, bu canlının vücudundaki üstün yapılar ve bedeninin şekli Allah'ın eşsiz yaratma sanatının bir örneğidir. Yüce Allah, "O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir..." (Haşr Suresi, 24) ayetinde olduğu gibi, yaratılıştaki bu benzersizliği ve mükemmelliği insanlara bildirerek gücünün sonsuzluğunu göstermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder