Balıkların son 450 milyon yıldır denizlerde yüzdükleri
bilinmektedir.45 En küçük balıktan en büyük balinaya kadar tüm deniz
canlıları, üstün bir manevra kabiliyeti ile su içinde rahatça hareket
eder ve vücut ağırlıklarını ustaca kullanarak en üst verimle yüzerler.
Bunun nedeni her balık türünün suda yaşamaya uygun ve kendilerine has
yüzme sistemleriyle yaratılmış olmasıdır. Bütün balık türlerinde
yüzgeçlerin yeri, sayısı, şekli gibi her türlü detay özel olarak
belirlenmiştir. Kuyruk şekilleri, solungaç büyüklükleri, derilerindeki
girinti-çıkıntılar ve türlerine özel yapıları, ihtiyaçlarını en kusursuz
biçimde sağlayacak niteliklerdedir.
Balıkların basınç, soğuk, karanlık gibi zor koşullarda
yaşayabilecekleri; beslenme, solunum, korunma gibi ihtiyaçlarını
rahatlıkla karşılayabilecekleri sistemler, bulundukları ortamın tüm
şartlarına en uygun yapılardadır. Küçük bir detay gibi görünen farkların
dahi yaratılışında bir hikmet vardır ve tüm bunlar bu canlıların
yaşamları açısından önem taşır. Örneğin denizin üst kısımlarında yüzen
balıkların genellikle, yukarı doğru kepçe biçiminde ağız yapıları
vardır; böylece yüzen böcekleri ve diğer ufak cisimleri rahatça
yakalarlar. Suyun orta tabakasında yüzen balıkların ağız yapısı, hemen
tepede, burunlarına yakın bir yerdedir; böylece yemlerini daha düşerken
yakalayabilirler. Orta tabakadaki balıkların bir kısmı da, yosunluklarda
otlayacak biçimde, aşağıya eğimli yapıdadır. Deniz katmanlarının alt
tabakasında yaşayan balıklarda ise, yassı vücutlarının altında,
zemindeki yiyeceklerle beslenebilecekleri şekildedir. Çünkü bu canlılar,
Yüce Rabbimiz'in muhteşem eserleridir ve yaratılışlarına uygun olarak
mükemmellik sergilerler. Yüce Allah, bir Kuran ayetinde şöyle
bildirmektedir:
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait
olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de
bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
Balıkların ağızlarındaki dişler de belli bir amaca yönelik, çeşitli
şekillerde yaratılmışlardır. Örneğin köpek balığı gibi etçil hayvanlar,
avlarını bütün olarak ya da büyük parçalar halinde yutarken, kavramak
için keskin dişlerini kullanırlar. Diğer taraftan vatoz gibi dip
balıkları yedikleri kabuklu hayvanları kırabilmek için, geniş düz
dişlerle donatılmışlardır. Otçul balıkların ise genellikle dişleri
yoktur; ama boğazlarında dişlere benzeyen öğütücü organları vardır. Eğer
bu balıklar ağızlarının ön kısmında besinlerini çiğnemeye çalışsalardı,
boğularak ölürlerdi. Çünkü çiğnedikleri besin, oksijen elde etmeleri
için bir zorunluluk olan solungaçlardan geçen su ile karışırdı.46 Bir
dişin konumunun dahi böylesine önem taşıması, balıkların anatomilerinde
tesadüflerin yeri olamayacağının açık bir göstergesidir.
Prof. Cemal
Yıldırım evrimci görüşlere sahip olmasına rağmen, canlılardaki bu özel
yapılar karşısında şunları dile getirmektedir:
Canlılarda üstelik belli bir amaca yönelik görünen bu düzeni, şans ya da rastlantı ürünü saymak inandırıcı olmaktan uzaktır.47
Diğer taraftan ilerleyen bölümlerde örneklerini göreceğiniz gibi
canlıların yapılarındaki sistemler, bilim adamlarını hayranlık içinde
bırakacak, teknoloji harikası niteliklere sahiptir. Işık saçan alglerin
aydınlatma sağlamak için vücutlarında çeşitli kimyasalları bir araya
getirmeleri; kutup balıklarının donma noktasına geldikten sonra yeniden
hayata dönmeleri ve organlarının buzdan hasara uğramaması; mürekkep
balıklarının ortamla tam uyumlu olacak şekilde, derilerinin renklerini,
desenlerini anında değiştirebilmeleri; deniz kaplumbağalarının
haritaları olmadan uzun mesafeli yolculuklar yapabilmeleri; balina ve
penguenlerin oksijen tüpü kullanmadan derinlere dalabilmeleri gibi daha
pek çok konuda canlılar hayranlık uyandırıcı özellikler
barındırmaktadırlar. Şu an yaşayan ve yüzlerce yıl önce yaşamış olan tüm
canlı türleri, Allah'ın üstün ilmini ve yarattığı çeşitliliği, büyük
bir ihtişamla sergilerler. Bu ihtişamlı yaratılışı görmezden gelenler
ise, Rabbimiz'in gücünü takdir edemeyenlerdir. Allah bu kimseleri
Kuran'da haber vermiştir:
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, Azizdir. (Hac Suresi, 74)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder